Gitmek bu mevsimde erken ölmektir
Ve hala göçmenken kuşlar, bana düşen beklemektir.
Zafer Ekin Karabay
PAMUK İPLİĞİ
Pamuk ipliği ve buna bağlı bir yüzük düşüyor aklıma. Her şeye göğüs gerebilen, sabreden, özgür; sendin. İpin ucundaki diğer el, yüzüğü avcunun içine almayı düşünmeden narin parmağına takıp huzurlu ve mutlu yaşamayı dileyen; bendim.
Her denememde neredeyse başarısız kalıyordum. Giderek incelecekti belki de pamuk ipliği. Umutlar, gözyaşları, temennilerle ip kopmasın diye çırpınan yürek… Kalbimin arzusu bir parça huzur içindi.
Bu bir parça huzurun içinde yaşam ve ölüm karşılıklı iki ayna gibiydi. İkisine de ayrı pencerelerden bakmaya çalışıyordum. Ölüm gerçeğini unutmadan bunu benimseyip ona göre davranma çabalarım kalbimin en iyi, hakkaniyetli davrandığı taraf olmalıydı. En iyi taraflar; iyilik, güzellik, huzur. Bu üç kavram ile baş başa kaldığımda arafta değildim.
Yaşam penceresine baktığımda ise insan aklının, hayat bağlarının, beşeri ilişkilerinin bile küçücük sebepten kopabildiğine tanıktım. Bundan ötürü acaba onsuz kalsam ne yaparım diye düşünüp bütün sinirimi sevgiye dönüştürmek bir amaç mıydı yoksa araç mıydı kendim için. Akla ilk gelen cevap: Amaç.
Tam da bu düşünceler içerisinde pamuk ipliği zamanla urgana dönüşüyordu. İnce, kopmayan, birbirine bağlanan halatlar…
İç sesim başa dönüyordu.
Pamuk ipliği ve buna bağlı bir yüzük düşüyor aklıma. Her şeye göğüs gerebilen, sabreden, özgür; sendin. İpin ucundaki diğer el, yüzüğü avcunun içine almayı düşünmeden narin parmağına takıp huzurlu ve mutlu yaşamayı dileyen; bendim.
Pamuk ipliğine bağlı yüzük sadece bir sihir miydi acaba kalbe dokunan.
Meltem Dağcı
Dipnot : Yazım, Vagon Dergi’nin http://vagondergi.com/pamuk-ipligi-meltem-dagci/ online sitesinde yer almıştır.