Bilmem ki ne yazsam şimdi. Ahmed Arif’in Leyla Erbil’e yazdığı mektuplar hakkında. Söylenebilecek en güzel sözleri bize bırakmamış. Leylasını bir dost, sevgili, arkadaş ve dahası ötesinden fazla gören, delice seven, yürekten bağlanan bir şair Ahmed Arif. Kitabı okurken birçok duygu arasında gelip gittim. Zihnim bocalandı. Sevda dedim, sevda bir yana. O sürgün günlerin içerisinde, siyasi baskıların çevresinde kitaba, şiire sarılmak. . . Leylasına ruhuyla sarılmak. Duygu yüklü anlar ile sayfaları aşındırıp durdum. Sen naptın be Ahmed Arif. Bizi dünyada yazdıkların ile yücelttin, yüceltebileceğin kişiler daim olsun. Leylan ile ruhunuz ışık olsun. . .
“Sabah gözlerimi sana açarım.
Akşam, uykularımı senden alırım. Nereye, ne yana dönsem karşımda mutluluğun o harikulade baş dönmesini bulurum.
Böyleyken gene de şükretmem halime, hergelelik, açgözlülük eder, seni üzerim. Aklıma gelmez ki seni usandırır, sana gına getiririm. Sana dert, sana ağırlık sana sıkıntı olurum. Nemsin be? Sevgili, dost, yâr, arkadaş… hepsi. En çok da en ilk de Leylâsın bana. Bir umudum, dünya gözüm, dikili ağacımsın. Uçan kuşum, akan suyumsun. Seni anlatabilmek seni. Ben cehennem çarklarından kurtuldum. Üşüyorum kapama gözlerini…”
#AhmedArif‘ten Leylâ Erbil’e Mektuplar 1954-1957