Merve KOÇAK KURT
“ve artık biliyordum ki yara izlerimi anlatmam için kendime bir dil bulmam gerekiyordu.”
Gördüğüm en uzun rüyaydın sen.” diyerek başladı yazmaya. Denizin solgun loşluğu, orkidenin alacalı pembesi, meyden kalma mayhoşluğu ve küllükte biriken izmaritler de sabaha ulayamıyordu onu bir türlü. Günlerden neydi, mavi mi? Kelimeler seni bana getiremedikten sonra ne işe yarar ki?
Kâğıda sorduğu soru siyah bir leke gibi duruyordu kalbinin ortasında. Kalemini bıraktı. Parmaklarında bir ince sızı… Düşlerini damıtıyordu hiç durmadan. Yazarken… Denizin içinde kaybolup giden o kadının gözlerini anımsadı. Hayatını kelimelere adamış ve onları büyük bir tutkuyla sevmişti kadın. Parmak uçlarından akıp genişleyen bir zamanı vardı ve “Benim dünyam sensin.” diyen bir de hayat arkadaşı… Ünlü bir yazardı. Yazarken, kocaman bir dünyaydı. Film, işte o kadı- nı anlatıyordu. Sahip olduğu kelimeleri ve onları yitirişini… “Ayris”.
. . .
devamı; http://tdk.gov.tr/images/20150210.pdf linkinde 🙂
Keyif ile okuyun.