Otomatik Portakal


Antony Burgess’in yazdığı “Otomatik Portakal” adlı kitabın aynı isimi taşıyan sinema filmini izlemek isterdim kitaptan önce ama 🙂 açıkcası kitap elime hızlı ulaştı. Henüz kitabın başındayım ama biraz sıkıldım sanırım. Ama, yılmak yok ortası ve özellikle sonunu merak etmiyor değilim. Kitabın arka kapağında kısa paragraf kitabı okumam için beni cezbetti desem yeridir.( umarım hislerim yanıltmaz) O cümleyi aktarmak istiyorum.

“Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum.”

10921877_10204819999852773_824694767_n

Antony Burgess kitaba neden Otomatik Portakal ismini verdiğini ise şöyle açıklamış; 


Cockney dilinde (İngiliz argosu) bir deyiş vardır. “Uqueer as as clockwork orange”. Bu deyiş, olabilecek en yüksek derecede gariplikleri barındıran kişi anlamına gelir. Bu çok sevdiğim lafı, yıllarca bir kitap başlığında kullanmayı düşünmüşümdür. Bir de tabii Malezya’da “canlı” anlamına gelen “orang” sözcüğü var. Kitabı yazmaya başladığımda, rengi ve hoş bir kokusu olan bir meyvenin kullanıldığı bu deyişin, tam da benim anlatmak istediğim duruma, Pavlov kanunlarının uygulanmasına dayalı bir hikâyeye çok iyi oturduğunu düşündüm…

Yakın zamanda da filmini izlemeyi dört gözle bekliyorum.

Kitabı okurken fotoğraftaki karede de görüldüğü gibi vitamin ilacı alıyordum. Soğuk, yağmurlu geçen kış günlerinde kitaplar sizi ısıtsın efendim.

Kitap ile kalın. . .