Abis


Rafımda okunmayı bekleyen son romandı Abis ( elimdekilerin arasında). Kitapla  alakalı daha önce bir tartışmanın söz konusu olduğunu duymuştum. İlgili haberi size alıntı yaparak paylaşmak istiyorum. Okur olarak çok üzücü bir göz ile bakıyorum olaya ve Kırmızı Kedi Yayınevi’nin yapmış olduğu açıklamaya ( aşağıda yer alan) fikren birebir katılmaktayım. Bu noktaya dikkat çekmek gerekir diye düşünüyorum.

Öğrencilerin okuma alışkanlığını arttırmak için İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce başlatılan “Yazarlar Okulda” projesinde yer alan Aslı Tohumcu’nun Abis adlı kitabı, Yeni Çağ gazetesinin haberine göre “pornografiye varan yüz kızartıcı bazı cümleler” nedeniyle büyük tepki çekti.

“Geçtiğimiz günlerde Yeni Çağ gazetesinde, yazarlarımızdan Aslı Tohumcu’yla ilgili “Milli Eğitim’de Skandal” başlığıyla bir haber yayımlandı. Haberde İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün başlattığı, “Yazarlar Okulda” projesi kapsamında önerilen kitaplardan, Tohumcu’nun yazdığı Abis’te “pornografiye varan yüz kızartıcı bazı cümleler” olduğu iddia ediliyor. Haberde Türk Eğitim-Sen İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı H. İbrahim Çakmak’ın Abis’in “toplumun inancına, kültürüne, manevi değerlerine, bilime ve akla uygun olmadığına” dair ifadesi yer alıyor.

Kırmızı Kedi Yayınevi olarak bir eğitimcinin kendi kişisel değerlendirmesiyle edebiyat ürünlerini “toplumun inancına, kültürüne, manevi değerlerine uygun olanlar ve olmayanlar” diye tasnif etmesini endişe verici buluyoruz. Çakmak’ın rahatlıkla bu türden ifadeler kullanmasını, onun edebi birikimine değil ülkemizin içerisinde olduğu “muhafazakârlaştırma operasyonu”na bağlıyoruz. Asıl skandalın okullarda kitap okunmasını yaygınlaştırmak amacıyla başlatılan yararlı bir projenin edebiyat eserlerine yönelik bu türden yaklaşımlarla zedelenmeye çalışılması olduğunu düşünüyoruz. Ama çevirmenlerin ve yayıncıların yargılandığı bir ülkede herhalde bu duruma fazla da şaşırmamak gerekiyor.”

10331715_10203000304681531_1255317669_n

Sevdiğim yerlerden birkaç tane alıntı yapayım 🙂 

. . .
Sana da olmuştur, her seyi birakip gidiverebilme, elindeki çay fincanini mesela, baslangic olarak tabi, oyle masa islanmasin diye itinayla falan değil bırakmak elinden, artik nereye düşerse, yapmakta olduğun işi, evi barkı, dostlari, aileni, hiçbir şeyi ve hiç kimseyi takmadigin bir an olur, öyle iste. Birden yürümek, saatlerce yürümek istersin kilometrelerce, bütün karalarin, denizlerin üzerinden yürüyüp geçebilecek gibi hissedersin kendini, yapmazsan ölecekmis gibi daha bir sıkılır icin, o okudugun bazı kitaplardaki boğucu iç sıkıntısı. Sonunda bir durak yokmuş gibi yürümek. 

Yüzüm gözüm bakilamaz hale gelecek,bizimkiler çok üzülecekler.Cıldırmış olmalıyım, diye düşündü, düşündüğüm şeye bak. İste bunlari düsünerek ölüyorum.
. . .
Acı bir süre sonra bir çeşit uyuşmaya dönüşür mü?

İnsan ne yapacağını bilmediğinde, bir de üzerine anlatamamak bindiğinde. Ağlamanin en büyük koşulu; çaresizlik.Haa, bir de öfke. 

. . .
Böyle böyle onlarca küçük şeyin, kalbimi ne kadar kırdığını dışardan biri bile kolaylıkla anlayabilirdi. Ama bütün sorun yorumda, siz ne dersiniz? Olayları nasıl yaşadığınız bir şey, nasıl yorumladığınız ayrı bir şeydir. Bir de o yoruma sıkı sıkı tutunmayı becerirseniz ! Her neyse.

Çok sevdiğiniz birine, çok da ne boktan laftır ya (özür diliyorum), çok ne de az bir laftır, sevdiği birine bakarken insan bazen birden gözleri dolar, dünyası ıslanır o bakışla. Böyle.

Anlamıyorum gerçekten, nereden baksanız şehrin en güzel çöplüğünde bir evimiz vardı. Bir saksı çicek hayal edecek kadar çıldırmamıştım ama, her gece yatmadan önce biraraya getirdiğimiz bir yatağımız vardı en azından.
. . .
Parayla alabileceğim adam gibi bir şey olsaydı ne alırdım? Çok bir şey değil ama,varsa yapacak birşeyiniz parayla, alın bütün paramı benden. Bırakın beni,deniz gören bir yere gitmek istiyorum. Yıkıntı ve ölü çöplüğü olmamış bir deniz kalmıştır bir yerlerde, burası dışında bir yer vardır dışarda, yanlış mı düşünüyorum?

. . . Pekala, sizi kandirmaya çalişmanin yersizliği ortada. Bugün nasil kimsesizsem, o gün de bu kadardim. Dünyanın yıkılmasının bir yüzüdür keyfimi kaçiran benim, başımıza geçmesinin. Oysa kim bilir daha kaç yüzü vardir. Üzülüyorum. Üzülüyorum ve içim kıyılıyor.

Kitap ile kalın 🙂

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s