“Bana inanmıyor musun, Aysel?”
“İnanmasam da ne olacak? Nikâhına mı alacan beni? Tapulu arsamı mı emanet edeceğim sana ki inanmanın sözü olsun? İnanmasam da bir, inansam da.”
“Peki, yani, başım derde girse benim. Saklar mısın beni?”
“Kimden?”
“Yani ele verir miydin?”
“Kime? Hükümete mi?”
“Öyle diyelim. Verir miydin?”
“Vermezdim. Niye vereyim?”
“Niçin?”
“Canım hükümet benim neyim oluyor ki? Ben onu tanımam, o da beni tanımasın. Birbirimize ne hayrımız dokanmış ki? Ama seni tanıyorum. İyi çocuksun. Bana ziyanın da dokunmadı.”
Sevgi Soysal, Yenişehir’de Bir Öğle Vakti, sf. 251-252.